90'ların sonunda Türk Silahlı Kuvvetleri tank ihtiyacını karşılamak için bir çok tankı test etti ve Leopard tankında karar kıldı. Fakat Almanya politik nedenlerle Leopard tanklarını ülkemize vermek istemeyince, milli imkanlarla tank üretimi gündeme geldi ve işte film orada başladı...
Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı [KKK]’nın ihtiyacı olan modern ana
muharebe tankının tedariki konusunda, dışarıdan alım ve lisans altında
üretim yaklaşımlarının değerlendirilmesinin ardından, 2oo5 yılında SSM
tarafından görevlendirilen konsorsiyumun hazırladığı fizibilite raporu
doğrultusunda milli ana muharebe tankı çalışmalarına başlanmıştır. Söz
konusu fizibilite raporu, projenin modelini ‘gereken alanlarda
yurtdışından teknik destek alınarak ana muharebe tankının yurtiçinde
tasarlanması ve geliştirilmesi’ olarak ortaya koymuştur.
BU modele uygun olarak Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] hazırlanmış ve teklif değerlendirme süreci 2 Şubat 2oo7 tarihi itibariyle tamamlanmıştır. 3o Mart 2oo7 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi [SSİK] toplantısında alınan karar gereğince, KKK’nın Modern Ana Muharebe Tankı ihtiyacının karşılanması amacıyla başlatılan Milli İmkanlarla Modern Tank Üretimi Projesi [MİTÜP]’nde Ana Yüklenici adayı olarak Otokar ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmiştir. Sözleşme görüşmelerinin tamamlanmasını takiben, 29 Temmuz 2oo8’de Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın katılımları ile imza töreni Otokar Arifiye Tesisleri’nde gerçekleştirilmiştir.
Takip eden 6 ay içinde önemli alt-sistem tedarikçileriyle sözleşmeler de imzalanmış ve ilk Türk Milli Tankı ‘ALTAY’ın tasarlanması, prototiplerinin geliştirilmesi, üretilen prototiplerin test edilmesi ve kalifiye edilmesi konusunda fiili çalışmalar 15 Ocak 2oo9 tarihi itibarıyla başlamıştır.
BU modele uygun olarak Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] hazırlanmış ve teklif değerlendirme süreci 2 Şubat 2oo7 tarihi itibariyle tamamlanmıştır. 3o Mart 2oo7 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi [SSİK] toplantısında alınan karar gereğince, KKK’nın Modern Ana Muharebe Tankı ihtiyacının karşılanması amacıyla başlatılan Milli İmkanlarla Modern Tank Üretimi Projesi [MİTÜP]’nde Ana Yüklenici adayı olarak Otokar ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmiştir. Sözleşme görüşmelerinin tamamlanmasını takiben, 29 Temmuz 2oo8’de Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın katılımları ile imza töreni Otokar Arifiye Tesisleri’nde gerçekleştirilmiştir.
Takip eden 6 ay içinde önemli alt-sistem tedarikçileriyle sözleşmeler de imzalanmış ve ilk Türk Milli Tankı ‘ALTAY’ın tasarlanması, prototiplerinin geliştirilmesi, üretilen prototiplerin test edilmesi ve kalifiye edilmesi konusunda fiili çalışmalar 15 Ocak 2oo9 tarihi itibarıyla başlamıştır.
Proje Modeli
ALTAY Projesi; Dönem I Tasarım ve Prototip Üretimi, Dönem II Seri Üretim olarak iki dönem halinde planlanmıştır. İçinde bulunduğumuz ve Otokar’ın Ana Yükleniciliğinde yürütülen Dönem I’in 6,5 yılda tamamlanması hedeflenmektedir. Dönem I, Kavramsal Tasarım, Detaylı Tasarım, Prototip Üretimi ve Kalifikasyon olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.
Proje kapsamında, mevcut yerli kabiliyetlerin azami ölçüde kullanılması suretiyle ve gerekli alanlarda Güney Kore firması Hyundai Rotem’den teknik destek alınarak, ALTAY tankının yurtiçinde özgün olarak tasarlanması, geliştirilmesi, prototip üretimi, test ve kalifikasyonunun yapılması ile tüm hakları SSM’na ait Teknik Veri Paketi’nin oluşturulması hedeflenmiştir.
Proje’nin Detaylı Tasarım Aşaması’nda tankın ön prototiplerinin imal edilmesi ve geliştirme/doğrulama testlerine tabi tutulması, Prototip Üretimi ve Kalifikasyon Aşaması’nda ise nihai konfigürasyondaki prototiplerin üretilmesi ve atışlı/atışsız testlerle kalifikasyonlarını tamamlayarak SSM’na teslim edilmesi planlanmıştır.
ALTAY tankının tasarım ve prototip üretim süreçlerinin tamamlanmasını müteakip, seri üretimine geçilerek 5 yılda 25o tankın imal edilmesi öngörülmektedir. Bu dönemde yerlilik oranının çok yüksek bir rakama ulaşması ile yurtiçi savunma sanayi kuruluşlarına da önemli bir katkı sağlanması hedeflenmektedir.
Proje Paydaşları
PROJEDE ALTAY tankının tasarımı ve entegrasyonu ile prototiplerin performans ve kalifikasyonundan SSM’na karşı tek sorumlu olarak Ana Yüklenici Otokar görev almaktadır.
Mevcut durum itibariyle 4o’dan fazla yerli alt yüklenicinin görev yapmakta olduğu Proje’de, modele uygun olarak belirlenen alanlar dışında, tamamen yerli alt-sistemlerin kullanılması hedeflenmiştir. Önemli başlıklar olarak, Tank Atış Kontrol Sistemi, Tank Komuta Kontrol Muhabere Bilgi Sistemi gibi elektronik alt-sistemlerin, Aselsan tarafından tasarlanarak prototipleri üretilecek, 12omm’lik 55 kalibre Ana Silah Sistemi, Hyundai Rotem kanalı ile teknoloji transferi yapılarak MKE tarafından üretilecektir. Modüler Zırh Paketi ise Hyundai Rotem kanalı ile teknoloji transferi yapılarak Roketsan tarafından geliştirilecek ve yurtiçinde üretilecektir.
Genel Durum ve Kısa Vade Kilometre Taşları
PROJEDE birinci aşama olan Kavramsal Tasarım Aşaması 2o1o yılı içinde tamamlanmıştır. Kavramsal Tasarım sonrasında, ALTAY tankının bire bir ölçekli modeli üretilerek 2o11 yılı Mayıs ayı içinde IDEF Savunma Sanayi Fuarı’nda Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL’ün de katıldığı törenle kamuoyuna tanıtılmıştır.
Projenin en kritik aşamalarından olan ve tasarımın önemli ölçüde belirginleştiği Ön Tasarım Aşaması [PDR] da SSM/KKK ile sürdürülen yoğun bir çalışma döneminin ardından 2o11 yılı son çeyreğinde başarıyla sona ermiştir. Bu süreçte sürdürülen tasarım faaliyetlerine paralel olarak ön prototiplerin imalatı da başlamıştır. Mevcut durum itibariyle kaynaklı yapıların imalatında montaj öncesi son aşamaya gelinmiştir.
Önemli alt-sistemlerin tasarım/geliştirme, üretim ve tedarik süreçleri de Otokar koordinasyonunda, ön prototiplerin imalat programına uygun olarak sürdürülmektedir.
2o12 yılı son çeyreğinde ilk Ön Prototip ALTAY tankı, hareket kabiliyeti testlerine hazır hale gelecektir ve söz konusu testlerden elde edilen geri bildirimlerle, mevcut tasarımın geliştirilmesine devam edilecektir. Bu ön prototipin, 2o13 yılı içerisinde dayanıklılık testlerine tabi tutulması planlanmaktadır. Ayrıca 2o13 yılı içerisinde imal edilecek diğer bir ön prototip üzerinde de, fonksiyonel testler ve ardından ateş gücünün test edileceği atışlı testlerinin gerçekleştirilmesi öngörülmektedir.
Projede kullanılan/kullanılacak altyapı yatırımları da programına uygun olarak sürdürülmektedir. Tamamlanan yatırımlardan önemli kalemler olarak, Otokar’da devreye alınan EMI/EMC test merkezi ile, Roketsan’da kurulan Balistik Koruma Merkezi yatırımları sıralanabilir.
ALTAY Ana Muharebe Tankı [AMT]
ALTAY’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri [TSK]’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulundurulmaktadır. Bu kapsamda ALTAY, modern tanklarda kullanılmakta olan en yeni teknolojilerle donatılmakta ve sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ve beka özellikleri ile TSK’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden birisi olacaktır.
ALTAY tankında tank komutanı, nişancı, sürücü ve doldurucu olmak üzere dört mürettebat görev yapacaktır. Tank, zorlu arazi şartlarında istenilen performansı sergileyebilmesi için 1,5oo beygir gücünde yeni teknoloji ürünü bir motor ve transmisyona sahip olacaktır. ALTAY’ın üzerinde ana silah olarak, birçok farklı tipte mühimmatı atabilen 12omm 55 kalibre top bulunacaktır. Ana silah ve yardımcı silahların kontrol edilmesi için, ALTAY’a özel yeni nesil atış kontrol sistemi tasarlanmaktadır. Bu sistem sayesinde ALTAY hareket halindeki hedefleri de çok yüksek isabet oranıyla vurabilecektir. Ayrıca ALTAY tankında, her türlü tehdide karşı tankı korumak üzere tasarlanan modüler kompozit zırhlar ve mürettebatın Kimyasal, Biyolojik, Radyoaktif ve Nükleer [KBRN] tehditlerin bulunduğu ortamlarda görev yapmasına olanak sağlayan yardımcı sistemler de bulunacaktır.
ALTAY AMT’nın Teknik Özellikleri
- Dört kişilik mürettebat
- Yeni nesil 1.5ooBG güç grubu
- 120mm 55 kalibre ana silah
- Modüler kompozit zırh
- Yeni nesil atış kontrol sistemi
- Elektrikli top kule takat sistemi
- Komuta kontrol muhabere bilgi sistemi
- Muharebe sahası tanıma tanıtma sistemi
- Nükleer ve kimyasal tehdit algılama sistemi
- Yangın söndürme ve infilak bastırma sistemi
- Uzaktan kumandalı silah sistemi [12.7 ve 7.62mm]
- Kule makineli tüfeği
- Lazer ikaz sistemi
- Yaşam destek sistemi
- KBRN koruması
Yeni Nesil Tanklar ve ALTAY’ın Öne Çıkan Özellikleri
GÜNÜMÜZDE, zırhlı birliklerin kullanılacağı harekat çeşidi olarak, Konvansiyonel Savaş [Taarruz, Savunma ve Geri Hareketler] ile Meskun Mahallerde Muharebe ve Savaş Dışı Harekat [İç Güvenlik Harekatı] görevleri öne çıkmaktadır. Üçüncü nesil tanklara bu anlamda bakıldığında, özellikle klasik muharebeler için hazırlanmış oldukları ve meskun mahal ve savaş dışı harekata hazırlanabilmesi için ilave koruma, uzaktan kumandalı silah sistemleri, 36o derece yakın gözetleme sistemleri, ana motor kullanımını en aza indirebilecek bir yardımcı motor çözümü ile mayın kiti uygulaması gibi özelliklerin ilave edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. İlgili harekat türlerinin tehditlerine karşı koyabilecek esneklikte bir tankın konsept olarak geliştirilmesi, ALTAY tankında temel yaklaşım olarak kabul edilerek, en kısa hazırlık süresi ile tüm harekat türlerinde kullanılabilecek özelliklerin ALTAY tankına adapte edilmesi prensibi benimsenmiştir.
ALTAY tankını diğer tanklardan farklı kılan özellikleri; Beka, Ateş Gücü, Hareket Kabiliyeti, Komuta Kontrol ve Haberleşme, Entegre Lojistik Destek ve Ergonomi başlıkları altında incelediğimizde, görev, tehdit ve çevre şartları ile uyumlu, kullanıcı isterlerini azami oranda karşılayan ve üçüncü ve daha üst nesil tanklara göre ilave özellikleri ile her türlü muharebe ortamında kullanılabilecek esneklikte ve ilgili görevlere adapte olabilen optimize bir tank olduğu göze çarpacaktır.
Bekayı, bir sistemin hayatta kalabilme kabiliyeti olarak tarif ettiğimizde, bu anlamda ALTAY tankında temel yaklaşım olarak, birinci öncelikle mürettebatın hayatta kalmasını sağlamak, ikinci öncelikle ise sistem ve alt-sistemlerin fonksiyonlarını en üst düzeyde tutarken korunmaları temel hedef olarak öngörülmüştür.Yine muharebe sahasında tankın tehdidi niteliğinde olan Nükleer ve Kimyasal tehditleri algılayan, mürettebata zararlı seviyeye gelmeden ikaz eden, gerektiğinde iç basınçlı sistemi ile personele olabilecek etkileri en aza indirgeyen bir sistem çözümü uygulanmıştır.
Ayrıca, Lazer İkaz Sistemi ile ALTAY tankına, Lazer Mesafe Ölçer [LRF], Lazer Hedef İşaretleyici [LD] ve ‘Laser Beam Rider’ [LBR] cihazlarından yönlendirilmiş olan lazer tehditlerini kısa tepki süresi içinde ve yüksek hassasiyetle algılayıp tespit ve teşhis etme, karşı tedbir sistemlerini harekete geçirme kabiliyeti kazandırılmıştır.
Yukarıdaki hususlara ilave olarak 36o derece yakın mesafe gözetleme sistemi ile özellikle meskun mahalde ve tankın durağan kullanıldığı durumlarda, tanka yaklaşabilecek tehdit unsurların tespit edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınabilmesi sağlanmış ve tanka daha güvenli bir harekat ortamı elde edilmiştir.
ALTAY AMT’nda ana silah olarak, dünyada mevcut tanklarda kullanılan en uzun menzile sahip 12omm 55 kalibrelik namlu, yardımcı silah olarak hem nişancı, hem de tank komutanı tarafından kullanılabilen ana silahla eş eksenli 7.62mm makineli tüfek, kule üzerinde kuleden bağımsız 36o derece gece gündüz görüş ve atış kabiliyetine sahip 7.62 ve 12.7mm silah takılabilen hem tank komutanı, hem de doldurucu tarafından kullanılma imkanı olan uzaktan kumandalı silah sistemi, gerektiğinde doldurucu tarafından dışarıdan kullanılma imkanı olan 7.62mm makineli tüfek takılabilen bir makineli tüfek arayüzüne yer verilmiştir.
Tankta birinci derece görüş sistemi olarak; hareketli hedefler dahil üstün bir ilk atımda vuruş performansı sağlayan ve birbirinin yedeği niteliğinde hem nişancı hem de tank komutanı tarafından kullanılabilen, Nişancı Görüş Cihazı ve kuleden bağımsız olarak 36o derece dönebilen Tank Komutanı Görüş Cihazı bulunmaktadır. Bu cihazlar, üçüncü nesil tanklara göre daha kompakt, ana silah etkili menzili ile doğru orantılı olarak yüksek hedef tespit, teşhis ve tanıma kabiliyetleri olan, entegre lazer mesafe ölçücü ve stadyametre ile mesafe ölçme kabiliyetine sahip yapıdadır.
Tankta ayrıca uzaktan kumandalı silah sistemi ile birlikte kullanılan ve atış kontrol sistemi ile entegre çalışabilen görüş cihazlarına da yer verilmiştir. Bu sayede çok kısa sürede birden çok hedefin gözetlenmesi ve farklı cinsteki hedeflerin ateş altına alınmasına imkan sağlayan bir tasarım çözümü sunulmuştur.
Hareket kabiliyeti kapsamında; 1.5ooBG’lik elektronik kontrollü güç grubu, çabuk değiştirilebilir padlı palet sistemi ve zorlu arazi koşullarında yüksek hızla hareket ederken tank şoförü ve diğer mürettebat ile alt-sistemlerin ihtiyaç duyabileceği düşük seviyeli titreşim ve sarsıntı imkanı sağlayan bir süspansiyon sisteminin kullanımı öne çıkmıştır. ALTAY tankı yukarıda sıralanan alt-sistemlerin entegrasyonu ile muharebe sahasında kendinden beklenen dik engel ve hendek geçme, meyil tırmanma ve tank muharebe ağırlığında iken kısa hazırlık süresi ile 4m’ye kadar derin sulardan geçme imkan ve kabiliyetini kazanmıştır. ALTAY tankı ayrıca, özellikle tankın hareket sığasının arttırılabilmesi için ihtiyaç duyulabilecek yakıt tasarrufunu sağlayan ve güç grubunun servis ömrünün daha uzun olmasını sağlayan, taktik açıdan da durgun muharebelerde nispeten sessiz yardımcı güç grubu [APU] ile, ana güç grubunu çalışmadan birçok fonksiyonu yerine getirme yeteneğine sahip olacaktır.
Komuta Kontrol Bilgi Sistemi ve Haberleşme kapsamında; muharebe meydanının tam ve yeterli taktik-lojistik durum bilgisinin, tarih ve zaman bilgisinin, emir, mesaj ve alarmların; tek tank seviyesinden tabur görev kuvveti seviyesine kadar tüm muharebe unsurlarının kullanımına uygun olarak üretilmesi, işlenmesi, değerlendirilmesi ve dağıtılmasının sağlanması hedeflenmiştir.
ALTAY tankında Komuta Kontrol Sisteminin ihtiyaç duyduğu haberleşme altyapısına da imkan sağlayan, yazılım tabanlı [milli] telsiz mimarisi özelliği olan Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz’in kullanımı öngörülmüştür. Sistemin kullanılması ile ALTAY tankına muharebe sahasında kriptolu ses ve veri haberleşmesi yapma imkanı sağlanmış olacaktır.
Entegre Lojistik Destek [ELD] parametrelerinin, tasarımın ilk aşamalarından itibaren yapılan çalışmalarla şekillendiğinden hareketle, Proje’nin ilk safhasından itibaren ELD birimi faaliyete geçirilmiş ve kavramsal tasarımdan başlayarak, düzenli bir şekilde tasarımı kontrol ederek tasarım sürecine girdi sağlamıştır. Bu sayede Entegre Lojistik Destek unsurları kapsamında alınması gereken tedbirler, ALTAY tankı konsept tasarımı aşamasında göz önünde bulundurulmuştur. Özellikle bakım, onarım ve desteklene bilirlik konuları sürekli olarak simüle edilerek, çeşitli yazılım gereçleri ile denenmiş ve mürettebat ve bakım personeline işletme, bakım, onarım ve desteklenebilir ligi en yüksek seviyede olan bir tank tasarlanmıştır.
ALTAY Projesi’nde, interaktif teknik manuel ve filo yönetim sistemi demolarının geliştirilmesi gibi Entegre Lojistik Destek konusunda yeni yaklaşımlar da uygulamaya alınmaktadır. Bu çalışmalarla, seri üretim döneminde, lojistik sistemin etkinliği ve ömür devir maliyeti açısından kullanıcıya çok gelişmiş imkanlar sağlayabilecek bir altyapı planlanmaktadır.
ALTAY tankında kullanılan ve yapısında sayısal bir altyapı barındıran tüm alt-sistemlerde Cihaz İçi Test ile alt-sistem arızalarının erkenden tespiti, takibi ve arızaya bağlı olarak diğer sistemlerde çıkabilecek daha büyük arızaları önleyici tedbirlerin alınmasına imkan sağlanmıştır.
ALTAY tankında öne çıkan diğer bir özellik ise, insan makine arayüzlerinin kullanıcı dostu [user friendly] sistemler olarak tasarlanmış olmasıdır. Özellikle günümüzde kullanılan son teknoloji tuş takımı, gösterge şekli, mesaj ve bilgi ekranları, tanka uygun hale getirilerek; otomatik, birbiri ile hızlı haberleşen, kullanıcıyı yormayan çözümler hazırlanmıştır. Yazılımı milli olarak geliştirilen araç elektroniği ile tank sürücüsüne sağlanan bütünleşik gösterge paneli sayesinde araca ait tüm gösterge ve kumandalar bir panel üzerinde toplanarak her türlü güncelleme ve tasarım değişikliğine açık bir sistem tasarlanmıştır.
Yeni nesil tüm zırhlı araçların araç elektroniği ihtiyaçlarını karşılayabilecek özellikte olan, Otokar tarafından geliştirilmiş ‘Araç Kontrol Sistemi’, sahip olduğu video ve veri arayüzleri sayesinde çeşitli kamera ve çevre birimlerinin kolay ve hızlı bir şekilde entegrasyonuna imkan sağlamaktadır. Sistemin kullanıcı arayüzleri sayesinde, araç ve çevre ile ilgili durumlar anında mürettebata bildirilmekte ve mürettebatın sistemleri entegre bir şekilde kontrol etmesi sağlanmaktadır. Araç Kontrol Sistemi birimlerinin donanım ve yazılımlarının tamamı Otokar’ın kendi mühendislik imkanlarıyla tasarlanmış olup, gelişen teknolojiye uyum sağlayacak şekilde değişikliklere açık bir mimari yapı kurulmuştur. Ayrıca dışa bağımlılık olmadığından, farklı müşteri isteklerine hızlı bir şekilde uyarlanma imkanı da elde edilmiştir.
Bunlara ilaveten, tankta mürettebat görevlerinin yapılmasını kolaylaştıran ergonomik, kol, dirsek ve göğüs destekleri ile tutunma çubuğu ve ayak destekleri gibi ilave hususlara da yer verilmiştir.
Sonuç olarak günümüz modern tanklarının uzun sürede ve ilave sistemlerle hazır hale geldiği bir ortamda;
- Kısa sürede hem klasik, hem de savaş dışı harekat ortamına uyum sağlayan,
- Mürettebatın hayatta kalmasına en üst düzeyde hizmet eden,
- Mürettebat görevlerini kolaylaştıran,
- Tanktan beklenen hareket kabiliyeti isterlerine cevap veren,
- Mevcut görüş ve algılama sistemleri ile araç elektroniği ve komuta kontrol bilgi sistemi sayesinde sürekli olarak durum farkındalığı yaratan,
- Milli yazılım altyapısı ile gelişmelere ve değişikliklere açık,
- Arıza tespit ve takibini sürekli ve otomatik olarak yapan,
- Mürettebata en üst düzeyde ergonomi sağlayan ALTAY tankının, mevcut donanımları ve esnek yapısı ile TSK envanterinde önemli bir unsur olarak yer alacağı öngörülmektedir.
‘Tank Üreticisi Olmak’
GÜNÜMÜZDE Ana Muharebe Tanklarının [AMT] kara sistemleri arasında, en karmaşık platformlar olduğu düşünüldüğünde, dünyada sadece birkaç ülkenin AMT tasarım ve üretim yeteneğine sahip olması kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Öncelikle Türkiye’nin bu yeteneğe sahip olması, savunma sanayinde söz sahibi ülkeler arasında yer alması bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu Proje ile, başta tankın tasarım ve entegrasyon yeteneğinin kazanılması olmak üzere, modern atış kontrol sistemi ve kompozit zırh geliştirme gibi yüksek teknoloji ve kabiliyetlerin yurtiçinde sağlanması Türk Savunma Sanayi adına çok önemli bir adımdır.
Otokar bünyesindeki mühendislerden 15o’den fazlası sadece ALTAY Projesi’nde görev almaktadır. Alt-sistem tasarım ve imalatında görev alan alt yüklenicilerin de ayırdığı insan kaynaklarıyla, Ana Yüklenici Otokar koordinasyonunda ALTAY tankının prototip tasarımı ve imalatı için çalışan mühendis sayısı 4oo’ü aşmaktadır. Dolayısıyla, Proje sayesinde yerli savunma sanayi şirketlerinde, paletli platform ve alt-sistem tasarımında en yeni teknolojilerin kullanım ve entegrasyonunu bilen yetişmiş bir insan gücünün elde edilmesi Proje’nin en önemli kazanımlarından birisi olacaktır.
Otokar açısından bakıldığında, Proje’nin Ana Yüklenicisi olarak Otokar’ın mevcut tasarım yetenekleri, en karmaşık kara platformlarının tasarım ve sistem entegrasyonunu yapabilecek şekilde genişlemektedir. Proje’nin tamamlanmasını takip eden süreçte, bu tasarım ve entegrasyon yeteneğinin etkin şekilde kullanımı ve daha birçok yeni projede hizmet vermesi için çalışma ihtiyacı olacaktır.
Otokar’ın Askeri Ürün Tasarım Altyapısı ve Test Kabiliyetleri
Tasarım Altyapısının Gelişimi
Otokar, kurulmuş olduğu 1963’ten bugüne kendi teknolojisini geliştirerek, ürünlerinde yerli marka ve milli kimlik özelliğini korumayı başarabilen ender kuruluşlardan biridir. Otobüs ve kamyon karoseri imalat ve satışı amacıyla bir aile şirketi kimliğinde kurulan firma, 1976 yılından itibaren Koç Holding bünyesinde yer almaktadır. Yabancı ortaklığı bulunmayan Otokar bu tarihten sonra sürekli artan yatırımlarıyla, Türk otomotiv sektörünün ve savunma sanayisinin öncü kuruluşlarından biri olmuştur. Sakarya’da bulunan 552,ooom2’lik bir alanda alanda, 2,ooo’e yakın çalışanıyla faaliyet gösteren Otokar, küresel rekabet ortamında faaliyetini sürdürürken, ürün kalitesini sürekli artırmak, fikri mülkiyet hakları kendisine ait araçlarla büyümek amacıyla ileriki yılların teknolojilerini bünyesine adapte etmek üzere Ar-Ge faaliyetlerini yürütmekte, planlamakta ve faaliyetlerin sonucunda elde edilen bilgi birikimlerinden en fazla faydayı sağlamayı amaç edinmektedir.
1987 yılından itibaren Land Rover arazi tipi taktik araçların üretimi için yatırım yapan Otokar, bu tarihten sonra 3o’a yakın sivil ve askeri amaçlı Land Rover modeli tasarlamış ve geliştirmiştir. 1993 yılında başlamış olan monokok gövdeli zırhlı araç çalışmaları sonucunda, 1995 yılı içinde Akrep ve 1997 yılında Cobra Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmiştir. 2ooo’li yıllarda tamamen Otokar tasarımı olan mayına karşı korumalı araç Kaya, 6x6 ve 8x8 versiyonları bulunan Arma araçları Otokar’ın ürün yelpazesine dahil olmuştur.
Otokar cirosunun yaklaşık %85’ini kendi ArGe faaliyetleri doğrultusunda tasarımını ve üretimini yaptığı özgün ürünlerden sağlamaktadır. Son dört yılın ortalamasına bakıldığında toplam Otokar cirosunun %5’i tutarında ArGe harcaması [askeri ve sivil araç] yapan ve 3oo’den fazla personelin hizmet verdiği Otokar ArGe Merkezi, ülkemizin teknolojik bilgi birikiminin önemli merkezlerinden birisi olmaya devam etmektedir.
2oo9 yılında Otokar Arifiye tesislerinde yer alan araştırma ve geliştirme [ArGe] birimleri, ilgili kanun uyarınca Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca ArGe Merkezi olarak tescil edilmiştir.
Tasarım Süreçleri
Bir zırhlı aracı tümüyle tasarlamak için gerekli endüstriyel tasarım, gövde, iç tasarım, elektrik, motor ve soğutma grubu, direksiyon ve süspansiyon kinematiği tasarımları, yapısal dayanım, balistik ve mayın koruma çalışmaları, Otokar mühendislik ve test imkanları ile dış destek alınmadan yapılabilmektedir. Otokar’da son yıllarda değişen pazar taleplerine hızlı cevap verecek şekilde ergonomi, mobilite ve koruma kavramlarının daha etkin kullanıldığı bir tasarım süreci yürütülmektedir.
Ergonomi tasarımında askeri standartlar ve antropometrik verileri referans alan insan modeli kullanılarak, sürücü ve mürettebatın araç içinde bulunacağı konumun rahatlığını, uzanabileceği bölgeleri, görüş açılarını ve farklı pozisyonlardaki ergonomi gereksinimlerini analiz etmek mümkün olmaktadır.
Ergonomi analizlerine paralel olarak, aracın endüstriyel tasarım ve araç içi yerleşim çalışmaları yürütülmektedir. Müşterilerin beklentilerine ve isteklerine en iyi şekilde cevap verebilmek amacıyla ilk eskizden aracın pazara çıkışına kadar, tasarımın tüm süreçlerinde sahip olunan teknolojik imkanlar en etkin şekilde kullanılmaktadır.
Tasarım geliştirme sürecinde fiziksel prototiplere gerek duymadan aracın sürüş performansı ve taktik görevlerdeki başarısı sanal ortamda kontrol edilmektedir. Kurulan araç dinamiği modelleri ile askeri araçlarda kritik görevler olan hendek geçme, dik engel geçme, %6o dik eğim tırmanma, yan eğim gibi senaryolar incelenebilmektedir. Bununla birlikte aracın şerit değiştirme, hızlanma, frenleme performansları değerlendirilerek, henüz kavramsal tasarım sırasında sistem seçimlerine yön verilmektedir.
Bu çalışmalarda aracın ağırlık dağılımı, motor şanzıman karakteristiği, direksiyon kinematiği, süspansiyon komponentlerinin karakteristiği konularında parametrik çalışmalar yapılarak, optimum çözümler geliştirilmektedir. Ayrıca farklı yükleme ve sürüş şartlarında gövdeye aktarılan kuvvetler değerlendirilerek yapısal dayanım ve yorulma analizleri yapılmaktadır. Motor, şanzıman yerleşiminde ve soğutma grubunun tasarımında yoğun olarak CFD analizleri kullanılmaktadır. Kaput altı analizleri ile soğutma grubunun optimum performans elde edilecek şekilde yerleştirilmesi, gereksiz yere sistem kapasitesinin büyütülmesine sebep olacak tasarımların engellenmesini sağlamaktadır.
Yukarıda belirtilenlere ilave olarak amfibik araçlar için hidrostatik denge analizleri, hidrolik tahrikli amfibik unsurların ve kontrol sistemlerinin tasarımı, müşteri taleplerine göre farklı görev donanımlarının araç üstüne entegrasyonu ve ilgili silah titreşim analizleri, farklı görev profillerine göre araç konseptlerinin oluşturulması tasarımları yapılmaktadır.
Zırhlı araç tasarımında koruma konseptlerinin belirlenmesi ve tasarım faaliyetleri derinlemesine uzmanlık gerektirmektedir. Başarılı ve uygulanabilir tasarımlar ancak yetkin sayısal analiz yöntemleri ve test metotlarının kullanımıyla gerçekleştirilebilmektedir. Otokar ürün yelpazesine kattığı araçların geliştirilmesinde ve sonrasında saha testleri ile kazandığı tecrübeyi son beş yılda gerçekleştirdiği yatırımlarla destekleyerek uzun süreler gerektiren testlere bağlı tasarım süreçlerini sanal ortama taşımıştır. NATO AEP 55 standardını referans alarak gerçekleştirilen analiz senaryoları doğrultusunda mürettebatın yaralanma kriterlerini sağlayacak çözümler oluşturulmaktadır. Yapısal dayanımla birlikte, kaynak birleşimlerinin tasarımı, araç içinde koltuk, yüzer taban veya diğer komponentlerin bağlantı detayları çözülmektedir. Yüksek ivmeli alanlar tespit edilerek ekipman bağlantı noktaları optimize edilmektedir. Sanal analizlerle gerçekleştirilen tasarımların nihai doğrulamaları saha testleri ile yapılmaktadır. Bu testlerde en yeni teknoloji ürünü antropomorfik test mankenleri [ATD] kullanılmaktadır.
Yüksek maliyeti ve organizasyonundaki güçlükler sebebiyle testler sırasında veri kaybını en aza indirgemek amacıyla ayrıca hızlı veri toplama sistemiyle manken üstündeki bilgiler kaydedilmektedir. ATD dışında patlama sırasındaki davranışları incelemek amacıyla, koltuk tipi ve şok tipi ivme ölçerler, strain [gerilim] ölçerler ile birlikte hızlı veri toplama sistemleri kullanılmaktadır. Sayısal analizlerin gerçekleştirilen doğrulama testleriyle uyumu araç içine yerleştirilen sensörlerle incelenerek, her test sonrası tasarım faaliyetlerinin güvenirliği arttırılmaktadır.
Prototip üretimi sonrasında zırhlı araçlar yoğun bir test programına tabi tutulmaktadır. Sanal ortamda gerçekleştirilen performans testlerinin sonuçları, Otokar bünyesindeki yan eğim, dik eğim, hendek ve engel geçme gibi özel test alanlarında fiilen gerçekleştirilen testlerle doğrulanmaktadır.
Bunlara ilaveten gerçek kullanım koşullarında saha testleri ile müşteri riskleri önceden tespit edilir.
Amfibik araçlarda özel havuzlarda ve doğal ortamlarda gerçekleştirilen yüzme testleri ile diğer sistemlerle olan etkileşimler incelenmektedir.
GÜNÜMÜZDE Ana Muharebe Tanklarının [AMT] kara sistemleri arasında, en karmaşık platformlar olduğu düşünüldüğünde, dünyada sadece birkaç ülkenin AMT tasarım ve üretim yeteneğine sahip olması kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Öncelikle Türkiye’nin bu yeteneğe sahip olması, savunma sanayinde söz sahibi ülkeler arasında yer alması bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu Proje ile, başta tankın tasarım ve entegrasyon yeteneğinin kazanılması olmak üzere, modern atış kontrol sistemi ve kompozit zırh geliştirme gibi yüksek teknoloji ve kabiliyetlerin yurtiçinde sağlanması Türk Savunma Sanayi adına çok önemli bir adımdır.
Otokar bünyesindeki mühendislerden 15o’den fazlası sadece ALTAY Projesi’nde görev almaktadır. Alt-sistem tasarım ve imalatında görev alan alt yüklenicilerin de ayırdığı insan kaynaklarıyla, Ana Yüklenici Otokar koordinasyonunda ALTAY tankının prototip tasarımı ve imalatı için çalışan mühendis sayısı 4oo’ü aşmaktadır. Dolayısıyla, Proje sayesinde yerli savunma sanayi şirketlerinde, paletli platform ve alt-sistem tasarımında en yeni teknolojilerin kullanım ve entegrasyonunu bilen yetişmiş bir insan gücünün elde edilmesi Proje’nin en önemli kazanımlarından birisi olacaktır.
Otokar açısından bakıldığında, Proje’nin Ana Yüklenicisi olarak Otokar’ın mevcut tasarım yetenekleri, en karmaşık kara platformlarının tasarım ve sistem entegrasyonunu yapabilecek şekilde genişlemektedir. Proje’nin tamamlanmasını takip eden süreçte, bu tasarım ve entegrasyon yeteneğinin etkin şekilde kullanımı ve daha birçok yeni projede hizmet vermesi için çalışma ihtiyacı olacaktır.
Otokar’ın Askeri Ürün Tasarım Altyapısı ve Test Kabiliyetleri
Tasarım Altyapısının Gelişimi
Otokar, kurulmuş olduğu 1963’ten bugüne kendi teknolojisini geliştirerek, ürünlerinde yerli marka ve milli kimlik özelliğini korumayı başarabilen ender kuruluşlardan biridir. Otobüs ve kamyon karoseri imalat ve satışı amacıyla bir aile şirketi kimliğinde kurulan firma, 1976 yılından itibaren Koç Holding bünyesinde yer almaktadır. Yabancı ortaklığı bulunmayan Otokar bu tarihten sonra sürekli artan yatırımlarıyla, Türk otomotiv sektörünün ve savunma sanayisinin öncü kuruluşlarından biri olmuştur. Sakarya’da bulunan 552,ooom2’lik bir alanda alanda, 2,ooo’e yakın çalışanıyla faaliyet gösteren Otokar, küresel rekabet ortamında faaliyetini sürdürürken, ürün kalitesini sürekli artırmak, fikri mülkiyet hakları kendisine ait araçlarla büyümek amacıyla ileriki yılların teknolojilerini bünyesine adapte etmek üzere Ar-Ge faaliyetlerini yürütmekte, planlamakta ve faaliyetlerin sonucunda elde edilen bilgi birikimlerinden en fazla faydayı sağlamayı amaç edinmektedir.
1987 yılından itibaren Land Rover arazi tipi taktik araçların üretimi için yatırım yapan Otokar, bu tarihten sonra 3o’a yakın sivil ve askeri amaçlı Land Rover modeli tasarlamış ve geliştirmiştir. 1993 yılında başlamış olan monokok gövdeli zırhlı araç çalışmaları sonucunda, 1995 yılı içinde Akrep ve 1997 yılında Cobra Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmiştir. 2ooo’li yıllarda tamamen Otokar tasarımı olan mayına karşı korumalı araç Kaya, 6x6 ve 8x8 versiyonları bulunan Arma araçları Otokar’ın ürün yelpazesine dahil olmuştur.
Otokar cirosunun yaklaşık %85’ini kendi ArGe faaliyetleri doğrultusunda tasarımını ve üretimini yaptığı özgün ürünlerden sağlamaktadır. Son dört yılın ortalamasına bakıldığında toplam Otokar cirosunun %5’i tutarında ArGe harcaması [askeri ve sivil araç] yapan ve 3oo’den fazla personelin hizmet verdiği Otokar ArGe Merkezi, ülkemizin teknolojik bilgi birikiminin önemli merkezlerinden birisi olmaya devam etmektedir.
2oo9 yılında Otokar Arifiye tesislerinde yer alan araştırma ve geliştirme [ArGe] birimleri, ilgili kanun uyarınca Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca ArGe Merkezi olarak tescil edilmiştir.
Tasarım Süreçleri
Bir zırhlı aracı tümüyle tasarlamak için gerekli endüstriyel tasarım, gövde, iç tasarım, elektrik, motor ve soğutma grubu, direksiyon ve süspansiyon kinematiği tasarımları, yapısal dayanım, balistik ve mayın koruma çalışmaları, Otokar mühendislik ve test imkanları ile dış destek alınmadan yapılabilmektedir. Otokar’da son yıllarda değişen pazar taleplerine hızlı cevap verecek şekilde ergonomi, mobilite ve koruma kavramlarının daha etkin kullanıldığı bir tasarım süreci yürütülmektedir.
Ergonomi tasarımında askeri standartlar ve antropometrik verileri referans alan insan modeli kullanılarak, sürücü ve mürettebatın araç içinde bulunacağı konumun rahatlığını, uzanabileceği bölgeleri, görüş açılarını ve farklı pozisyonlardaki ergonomi gereksinimlerini analiz etmek mümkün olmaktadır.
Ergonomi analizlerine paralel olarak, aracın endüstriyel tasarım ve araç içi yerleşim çalışmaları yürütülmektedir. Müşterilerin beklentilerine ve isteklerine en iyi şekilde cevap verebilmek amacıyla ilk eskizden aracın pazara çıkışına kadar, tasarımın tüm süreçlerinde sahip olunan teknolojik imkanlar en etkin şekilde kullanılmaktadır.
Tasarım geliştirme sürecinde fiziksel prototiplere gerek duymadan aracın sürüş performansı ve taktik görevlerdeki başarısı sanal ortamda kontrol edilmektedir. Kurulan araç dinamiği modelleri ile askeri araçlarda kritik görevler olan hendek geçme, dik engel geçme, %6o dik eğim tırmanma, yan eğim gibi senaryolar incelenebilmektedir. Bununla birlikte aracın şerit değiştirme, hızlanma, frenleme performansları değerlendirilerek, henüz kavramsal tasarım sırasında sistem seçimlerine yön verilmektedir.
Bu çalışmalarda aracın ağırlık dağılımı, motor şanzıman karakteristiği, direksiyon kinematiği, süspansiyon komponentlerinin karakteristiği konularında parametrik çalışmalar yapılarak, optimum çözümler geliştirilmektedir. Ayrıca farklı yükleme ve sürüş şartlarında gövdeye aktarılan kuvvetler değerlendirilerek yapısal dayanım ve yorulma analizleri yapılmaktadır. Motor, şanzıman yerleşiminde ve soğutma grubunun tasarımında yoğun olarak CFD analizleri kullanılmaktadır. Kaput altı analizleri ile soğutma grubunun optimum performans elde edilecek şekilde yerleştirilmesi, gereksiz yere sistem kapasitesinin büyütülmesine sebep olacak tasarımların engellenmesini sağlamaktadır.
Yukarıda belirtilenlere ilave olarak amfibik araçlar için hidrostatik denge analizleri, hidrolik tahrikli amfibik unsurların ve kontrol sistemlerinin tasarımı, müşteri taleplerine göre farklı görev donanımlarının araç üstüne entegrasyonu ve ilgili silah titreşim analizleri, farklı görev profillerine göre araç konseptlerinin oluşturulması tasarımları yapılmaktadır.
Zırhlı araç tasarımında koruma konseptlerinin belirlenmesi ve tasarım faaliyetleri derinlemesine uzmanlık gerektirmektedir. Başarılı ve uygulanabilir tasarımlar ancak yetkin sayısal analiz yöntemleri ve test metotlarının kullanımıyla gerçekleştirilebilmektedir. Otokar ürün yelpazesine kattığı araçların geliştirilmesinde ve sonrasında saha testleri ile kazandığı tecrübeyi son beş yılda gerçekleştirdiği yatırımlarla destekleyerek uzun süreler gerektiren testlere bağlı tasarım süreçlerini sanal ortama taşımıştır. NATO AEP 55 standardını referans alarak gerçekleştirilen analiz senaryoları doğrultusunda mürettebatın yaralanma kriterlerini sağlayacak çözümler oluşturulmaktadır. Yapısal dayanımla birlikte, kaynak birleşimlerinin tasarımı, araç içinde koltuk, yüzer taban veya diğer komponentlerin bağlantı detayları çözülmektedir. Yüksek ivmeli alanlar tespit edilerek ekipman bağlantı noktaları optimize edilmektedir. Sanal analizlerle gerçekleştirilen tasarımların nihai doğrulamaları saha testleri ile yapılmaktadır. Bu testlerde en yeni teknoloji ürünü antropomorfik test mankenleri [ATD] kullanılmaktadır.
Yüksek maliyeti ve organizasyonundaki güçlükler sebebiyle testler sırasında veri kaybını en aza indirgemek amacıyla ayrıca hızlı veri toplama sistemiyle manken üstündeki bilgiler kaydedilmektedir. ATD dışında patlama sırasındaki davranışları incelemek amacıyla, koltuk tipi ve şok tipi ivme ölçerler, strain [gerilim] ölçerler ile birlikte hızlı veri toplama sistemleri kullanılmaktadır. Sayısal analizlerin gerçekleştirilen doğrulama testleriyle uyumu araç içine yerleştirilen sensörlerle incelenerek, her test sonrası tasarım faaliyetlerinin güvenirliği arttırılmaktadır.
Prototip üretimi sonrasında zırhlı araçlar yoğun bir test programına tabi tutulmaktadır. Sanal ortamda gerçekleştirilen performans testlerinin sonuçları, Otokar bünyesindeki yan eğim, dik eğim, hendek ve engel geçme gibi özel test alanlarında fiilen gerçekleştirilen testlerle doğrulanmaktadır.
Bunlara ilaveten gerçek kullanım koşullarında saha testleri ile müşteri riskleri önceden tespit edilir.
Amfibik araçlarda özel havuzlarda ve doğal ortamlarda gerçekleştirilen yüzme testleri ile diğer sistemlerle olan etkileşimler incelenmektedir.
Özel Test Birimleri
EMI/EMC Test Merkezi
ALTAY Türk Ana Muharebe Tankı Projesi kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan ve ticari/askeri gizlilik gerektiren elektromanyetik uyumluluk testlerinin icra edilebilmesi için Savunma Sanayi Müsteşarlığı [SSM]’nın desteğiyle EMI/EMC Test Merkezi Otokar Arifiye tesislerinde yaklaşık 1,4oom²’lik kapalı alana kurulmuştur.
EMI/EMC Test Merkezi’nde bir adet Yarı Yansımasız Oda ve iki adet Ekranlı Oda tesis edilmiştir. Yarı Yansımasız Oda iç kullanım itibariyle nominal boyutları Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun ise sayılı büyük test merkezlerinden birisi konumundadır. EMI/EMC Test Merkezi’nde; askeri araç ve elektronik ekipman alt-sistem elektromanyetik uyumluluk testleri, iletim yoluyla yayınım, iletim yoluyla bağışıklık, ışıma yoluyla yayınım ve ışıma yoluyla bağışıklık testleri yapılabilmektedir. Yarı Yansımasız Oda’nın yanı sıra tesis edilen Ekranlı Kontrol Odası ve Yükseltici Odası, harici elektromanyetik girişimleri izole edecek şekilde topraklanmış düz galvaniz metal plakalardan oluşmaktadır.
Ekranlı Kontrol Odası ihtiva ettiği entegre test donanımı ve otomasyon yazılımı sayesinde Yarı Yansımasız Oda’da icra edilecek testlerin uzaktan kontrolünü rahatlıkla yapabilmektedir.
EMI/EMC Test Merkezi’ni üstün kılan en önemli özelliklerinden birisi de içerdiği en son teknoloji ürünü test cihazlarına sahip entegre test sistemleri ile donatılmış olmasıdır. Bağışıklık testlerinde, 1okHz – 4oGHz frekans bandında 1m mesafede 200V/m elektrik alan şiddeti oluşturabilen yükseltici ve anten test düzeneklerine sahiptir. Yayınım testlerinde ise, aynı frekans bandında çok düşük elektrik alan şiddetlerini ölçebilecek hassas ölçüm alıcısı ve anten test düzeneklerine sahiptir. Bu test düzenekleri için özelleştirilen test yazılımı süreçleri kısaltacak ve raporlama etkinliğini arttıracaktır.
Tesisin işletilmesi ve yüksek doğrulukla EMC testlerinin icra edilmesi için ArGe faaliyetleri kapsamında tasarım, analiz ve önleyici geribildirimler verebilecek EMC/RF/Mikrodalga konularında uzman bir kadro oluşturulmuş ve çalışmalara başlanılmıştır.
Hidrolik Yol Simülatörü
Otokar ArGe Merkezi, üretilen araçların daha yüksek teknolojide ve daha hızlı test edilmesi için simülatörler, test ekipmanları, bilgiyi yaratacak ve değerlendirecek bilgisayar sistemleri ile donatılmıştır. Kendi sınıfında Türkiye’nin ilk ve tek simülatörü olan ‘Hidrolik Yol Simülatörü’ ile taşıtların dayanıklılık testleri yapılmaktadır.
Yoldan toplanan ivme veya deplasman bilgilerinin piston hareketi bilgilerine dönüştürülmesiyle taşıtlara yoldan gelen düşey kuvvetler laboratuvar ortamında uygulanarak dayanıklılık testleri yapılabilmektedir. Bu testlerde araç 24 saat durmaksızın test edilebilmekte böylelikle test süresi kısaltılabilmektedir. Ayrıca, yoldan toplanan bilgilerin taşıtın dayanıklılığı açısından etkin olmayan kısımları atılarak hızlandırılmış testler hazırlanmakta ve taşıt dayanıklılık ve ömür testleri kısaltılabilmektedir.
Dinamometreli İklimlendirilmiş Test Odası
Otokar’ın 2o1o başında devreye aldığı Dinamometreli İklimlendirilmiş Test Odası’nda, -45/+6o˚C sıcaklıkları arasında ve %5-95 RH nem kontrollü geliştirme ve kalifikasyon testleri yapılabilmektedir.
Aynı test odasının sağında ve solunda toplamda 1,100kW frenleme/sürme gücüne sahip 2 adet dinamometre bulunmaktadır. Bu tesiste, motor güç paketlerini çeşitli güç koşullarında statik ve dinamik olarak yüklemek mümkündür. Bu sayede soğutma paketi geliştirme ve güç aktarma organları dayanıklılık testleri yapılabilmektedir.
Oda içerisinde bulunan rüzgar fanı hızı araç hızı ile senkronize olarak artarak soğutma paketi geliştirme yol simülasyonlarının gerçeğe en yakın şekliyle yapılmasını sağlamaktadır. Sürücü yardım sistemi sayesinde uluslararası standartlarda tariflenen test çevrim hızları rahatlıkla simüle edilerek takip edilebilmekte ve yakıt sarfiyatı ve egzoz emisyon ölçümlerinin standartlarda tariflendiği gibi yapılabilmektedir.
Balistik Atış Test Laboratuvarı
Otokar, uluslararası rekabet gücünü yansıtan zırhlı araçlarının, tasarımı, geliştirilmesi, doğrulaması ve koruma seviyelerinin tespiti için Balistik Atış Test Laboratuvarı’nın kurulumunu gerçekleştirmiş ve ilgili izinleri alarak 2oo8 yılında işletmeye başlamıştır. Laboratuvarda hızlı kamera sistemi ile her türlü balistik malzemenin çarpma anındaki davranışı rahatlıkla incelenebilmektedir. Ayrıca, merminin hedefe çarpma anındaki hızı hesaplanabilmekte ve hedefe çarpma açısı görüntülenebilmektedir.
Sayısal Analiz Araçları
Otokar’ın Bilgisayar Destekli Mühendislik yapılanmasında balistik-patlama, araç dinamiği, yapısal dayanım, hesaplamalı akışkanlar dinamiği [CFD] ve gürültü-titreşim [NVH] birimleri görev yapmaktadır. Bu alanlarda yapılan çalışmalarla, yeni bir aracın veya sistemin tanımlanan hedeflerine uygun olarak sanal ortamda geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Adams ve Recurdyn çoklu cisim dinamiği yazılımları ile gerek tekerlekli, gerekse paletli araçlarda konsept aşamasından başlayarak aracın sürüş karakteristiği, yol tutuşu, direksiyon kinematiği ve eforları, süspansiyon elemanlarının karakteristiklerinin belirlenmesi çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Ayrıca kritik yükleme senaryoları ve yorulma testleriyle yapısal dayanım analizleri için gerekli yükleme bilgileri çıkarılmaktadır.
Yapısal analiz biriminde yapılan doğrusal ve doğrusal olmayan sonlu elemanlar analizleri doğrultusunda kritik sistemlerin veya tüm gövdenin yapısal dayanımı geliştirilmektedir. Yapısal analizler için MSC-Nastran, Marc ve çözüm ağı çalışması için Patran, Sofy, Hypermesh yazılımları kullanılmaktadır.
Hesaplamalı akışkanlar dinamiği birimi aracın aerodinamik davranışından, motor soğutma grubunun performansına, egzozdan aynaların çevresinde toz birikmesine kadar çok farklı konularda akış ve ısı analizleri gerçekleştirmektedir.
Patlama-Balistik Birimi testlerle doğruladığı analiz metodolojileriyle aracın mayın koruma konseptinin geliştirilmesi, mayın yüklerine karşı mürettebatın yaralanmasını azaltan koltuk tasarımları, enerji sönümleyen yeni malzemeler ve kompozit yapılar konularında çalışmaktadır. Gerçekleştirilen balistik simülasyonları ile çeşitli mühimmat ve kompozit yapılar incelenerek, deneysel balistik paket geliştirme çalışmaları azaltılmaktadır
Makale Savunma ve havacılık dergisinden alınmıştır, fotoğraflar ve videolarda linklerde yer alan sitelerden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder